Meslek Seçimi
Sınava az bir zaman kala artık hedefin ya da hedeflerin belirgin bir şekilde ortaya konması gerekir. Bu aşamadan sonra hedeflerinizde yapacağınız değişiklikler sizin zihninizi allak bullak edeceğinden çalışmak için gerekli olan konsantrasyonunuzu bozabilir. Meslek seçimi yaparken belli kıstasları göz önünde tutmanız, gelecek adına atılacak en önemli adım olsa gerek. Çünkü insan hayatının yarısı işinde yarısı evinde geçiyor. O nedenle doğru iş ve doğru eşin önemi aşikar.
Bir mesleği seçerken nelere dikkat etmeliyiz? Belki de seçeceğiniz mesleği belirlemede en can alıcı soru bu. Meslekten ne gibi beklentileriniz var? Sizin ilgileriniz, bedensel ve zihinsel yapınız seçeceğiniz meslekle ne derece örtüşüyor? Meslekler hakkında en doğru bilgiyi nasıl elde edebilirsiniz? İşte bütün bu sorulara vereceğiniz doğru yanıtlar, doğru mesleği seçmenizde baş rolü oynayacaktır.
İlk başta bir meslek sahibi olmaktan beklentilerinizin ne olduğunu ortaya koymanız gerekiyor. Sizin için önemli olan statü mü, elde edeceğiniz maddi gelir mi, çalışma koşullarındaki rahatlık mı, çalışma ortamının uygunluğu mu, manevi açıdan tatmin etmesi mi, iş bulmada yaşayacağınız kolaylık mı? Bütün bu soruları göz önünde tutarak kendinizi çok iyi etüt edip, meslekler hakkında en doğru bilgilere ulaşarak bir kesişme noktası bulmalısınız. Bunun için atılacak en önemli adım ilgilerinizi, yeteneklerinizi, kişiliğinizi, bedensel-zihinsel artı ve eksilerinizi ortaya çıkarmaktır.
Peki, bir insan kendini nasıl tanıyabilir? Bu konuda dört farklı insan grubunun düşüncelerini ölçü olarak kabul etmek en doğru yol olacaktır. Çünkü insanın sadece kendisi objektif değerlendirme yapamayabilir. Dört farklı kanattan yapılan değerlendirmeler daha doğru sonuçlara götürecektir. Bu dört farklı kanadı şöyle sayabiliriz: Siz, aileniz, arkadaşlarınız ve öğretmenleriniz. Bunların değerlendirmesi sonucunda ortaya çıkan kesişim, yetenekleriniz, ilgileriniz, kişiliğiniz hakkında genel bir şablon ortaya koyacaktır. İşte bu şablonla paralellik gösteren meslek, sizin için en ideal meslektir denebilir. Kişiyi etüt ederken kullanılacak kıstaslar nelerdir? Bunlar: Okulda başarılı olunan ve hoşlanılan dersler, yetenekler (sözel-sayısal yetenekler, şekil algısı, uzay ilişkileri, renk algısı, bellek, ayrıntıya dikkat, mekanik yetenek, bir işi planlayabilme, el-parmak becerisi, el-göz işbirliği), ilgiler (matematik ilgisi, temel bilim ilgisi, sosyal bilim ilgisi, insan bilimleri ilgisi, ziraat ilgisi, mekanik ilgi, ikna ilgisi, ticaret ilgisi, iş ayrıntıları ilgisi, edebiyat ilgisi, güzel sanatlar ilgisi, müzik ilgisi, sosyal yardım ilgisi), kişilik (heyecanlı-sakin, içine kapanık-dışa dönük, yönetme-yönetilme, güler yüzlü-ciddi, duygusal-mantıklı).
İlk olarak okul başarınızı değerlendirmeniz gerekiyor. Lisede okutulmakta olan derslerin hangilerinden başarılısınız ve hoşlanıyorsunuz? Örneğin matematikten hoşlanmayan bir öğrencinin tutup da inşaat mühendisliği yazması akıllıca olmasa gerek. Ya da biyoloji dersinden başarısız olan ve bu dersten hoşlanmayan bir öğrencinin tıp ya da genetik mühendisliğine yönelmesi ileride sıkıntılara yol açacaktır.
Çok önemli olan bir diğer faktör de yeteneklerdir. Bu yetenekleri sözel-sayısal akıl yürütme, şekilleri algılayabilme, uzay ilişkilerini görebilme, renkleri algılayabilme, ayrıntıları görebilme, mekanik yetenek, el-parmak becerisine sahip olma, el-göz işbirliği olması şeklinde sayabiliriz. Şimdi sırasıyla bu yeteneklere uygun olan mesleklerin ne olduğu sorusunu yanıtlayalım.
Sözel akılcılık ve sözel akıl yürütme yeteneği, sözcükleri ustalıkla kullanmayı, zengin bir sözcük dağarcığına sahip olmayı ifade eder. Bu yeteneğe sahip olanların arşivcilik, felsefe, gazetecilik, halkla ilişkiler, hukuk, psikoloji, radyo-televizyon, rehberlik ve psikolojik danışmanlık, ilahiyat, sosyoloji ve öğretmenlik türü meslekleri tercih etmeleri mantıklı olacaktır. Sayısal akıl yürütme ve hesap yapabilme yeteneklerine sahip olanların mühendislikleri, matematik, fizik, istatistik bölümlerini, işletme, iktisat türü eşit ağırlıktan öğrenci alan programları tercih etmeleri uygun olur.
Şekilleri algılayabilme özelliğini taşıyan öğrencilerin mimarlık, peyzaj mimarlığı, gemi inşaatı, seramik ve inşaat mühendislikleri, güzel sanatların bölümleri, endüstri ürünleri tasarımı, şehir planlama türü bölümlere yönelmeleri gerekir. Uzay ilişkilerini görebilme yeteneğini taşıyanların mimarlık ve çeşitleri, diş hekimliği ve ilgili bölümleri, tekstil, makine, taş, takı ve bununla ilgili bölümleri hedeflemeleri doğru olacaktır. Renkleri algılayabilme özelliğine sahip olanların biyokimya, kimya, grafik, güzel sanatların bölümleri, tekstil, dişçilik, sinema-tv; ayrıntıları görebilenlerin, istatistik, astronomi, sinema-tv, diş hekimliği, gazetecilik, iktisat, işletme, maliye, bilgisayarla ilgili bölümlere yönelmeleri onlar adına isabetli olacaktır.
Mekanik yetenek, bir makinenin işleyişi, parçaları arasındaki ilişkiyi, makine tamiri ve yapımı konusunda yeteneği ifade eder. Bu yeteneği taşıyanların, makine, gemi, uçak, tekstil türü mühendisliklere, otomotiv, tarım makineleri, diş hekimliği bölümlerine yönelmelerini öneririm. El-parmak becerisi, eller ve parmakları ustalıkla kullanabilmeyi dile getirir. Kuyumculuk, cerrahlık gibi küçük objelerle uğraşmayı gerektiren mesleklerde (diş hekimliği, mimarlık, güzel sanatların bölümleri, konfeksiyon, seramik, aşçılık vb.) çalışanların bu yeteneklerinin gelişmiş olması önemlidir. El-göz işbirliği, düz çizgi çizebilme, bir hedefi uzaktan vurabilme gibi becerilerde ifadesini bulur. Bu yetenek mimarlıkta, sanatta, kaynakçılıkta, marangozlukta ve cerrahi alanda başarı sağlayabilmek için gerekli olan bir yetenektir.
Meslek tercihi yaparken, bir diğer dikkat etmeniz gereken nokta ilgilerinizle seçeceğiniz mesleğin uygun olmasıdır. Matematiğe ilgi duyuyorsanız, matematik, matematik mühendisliği, istatistik gibi bölümleri; temel bilimlere ilgiliyseniz fizik, kimya, biyoloji derslerinin yoğun olduğu programları; sosyal bilimleri seviyorsanız, psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe türü derslerin yoğun olarak gösterildiği bölümleri (gazetecilik, sosyal bilgiler öğretmenliği, antropoloji, halkla ilişkiler vb) tercih etmeniz başarınızı artıracaktır. Hayvanlara ve bitkilere ilgi duyuyor, doğayla başbaşa olmaktan hoşlanıyorsanız, veterinerlik, bitkisel üretim, su ürünleri, seracılık gibi bölümlere yönelmeniz doğru bir yol olacaktır. Ticarete ilgiliyseniz, işletme, sermaye piyasası, sigortacılık, sağlık kurumları işletmeciliği gibi bölümlere tercihlerinizde yer vermenizi öneririm. Edebiyatla haşir-neşir olmaktan, eleştirmek ve yazmaktan hoşlananlara, gazetecilik, Türk dili ve edebiyatı, felsefe, halkla ilişkiler, kütüphanecilik, iletişim sanatları, sinema-tv; sosyal yardımdan ve insanlara ilgi göstermekten hoşlananlara, tıp, hemşirelik, rehberlik ve psikolojik danışmanlık, psikoloji, sosyal hizmetler bölümlerini tavsiye ediyorum. Biyoloji ve kimyaya ilgili olanların biyokimya, eczacılık, moleküler biyoloji ve genetik mühendisliği, biyoloji ve kimya öğretmenliklerine yönelmeleri başarılarını artıracaktır.
Araştırmacı, meraklı, sabırlı ve kararlı olan öğrencilere, astronomi, biyoloji, fizik, gazetecilik, arşivcilik, bilgisayar programcılığı gibi meslekleri yazmalarını öneriyorum. Başkaları ile birlikte çalışabilen, uyumlu olan, başkalarını organize edebilenlere daha çok grup çalışmasını gerektiren meslekleri (bankacılık, gazetecilik, halkla ilişkiler, işletme, kamu yönetimi, yöneticilik pozisyonuna gelebilecek mühendislikler vb) tavsiye ediyorum. Dışa dönük, güler yüzlü, hoşgörülü olan gençlerin insanlarla bire bir ilişki kurmaları gereken mesleklerde (öğretmenlikler, diş hekimliği, doktorluk, halkla ilişkiler, bankacılık vb) daha başarılı olacaklarını söyleyebilirim. Bazı meslekler vardır ki soğukkanlılık ister. Hemşirelik, tıp, gazetecilik, rehberlik ve psikolojik danışmanlık bu mesleklere örnek verilebilir. Bazı mesleklerde başkalarını dinleyebilen, kendisi ile barışık olan kişiler daha başarılı olurlar. Bu yapıda olanlara tıp, diş hekimliği, psikoloji, rehberlik ve psikolojik danışmanlık, hemşirelik gibi bölümlere yönelmelerini tavsiye ediyorum. Bazı öğrenciler titiz, tertipli ve düzenlidirler. Bu yapıdakilere uygun meslekler olarak eczacılık, maliye, peyzaj mimarlığı, arşivcilik, kütüphanecilik türü meslekler sayılabilir. Girişken ve ısrarcı olan gençler, gazetecilik, hukuk, sigortacılık, pazarlamacılık, turizm işletmeciliği, seyahat işletmeciliği gibi bölümlere yönelebilirler.
Şunu tekrar hatırlatmak istiyorum ki, bu sınav başarıya giden yollardan sadece biri. Bu yol, bu yıl için kapalı olsa da,daha sonraki senelerde bu yolu tekrar deneme şansına sahipsiniz. O nedenle illa ki kazanayım düşüncesiyle okumayacağınız bölümlere tercihlerinizde yer vermemeye çalışın. Şunu hiçbir zaman unutmayın ki, yanlış bir bölümü tercih edip o mesleğe mahkum olma ileride mutsuzluğunuza sebep olacaktır. Eğer imkanınız ve sabrınız varsa, bir sonraki sene tekrar hazırlanmayı göze alabiliyorsanız, sırf üniversiteli olma amacıyla tercih yapmayın. Çünkü şu an uygulanan sistemde açık öğretim haricinde bir bölümü kazandığınızda (kayıt yaptırıp yaptırmamanız önemli değil), bir sonraki sene ağırlıklı orta öğretim başarı puanınızın (AOBP) katkısı yarı yarıya azalacaktır. Bundan dolayı bir sonraki sene, istediğiniz bölümü kazanma şansınız düşecektir. Özellikle meslek liseli öğrencilere bir tavsiyem olacak; mutlaka bir bölümü kazanıp okumak istiyorsanız, kendi alanınızla ilgili bir bölüme tercihlerinizde yer verin. Eğer kendi alanınızla ilgili bir mesleği istemiyorsanız, dört ve daha fazla yıllık lisans düzeyinde düşük puanlı bölümlere girme şansınız olabilir. Daha iyi bir bölüme girmek isteyen meslek liseli öğrencilere, maddi olanakları elverişliyse vakıf üniversitelerini yazmalarını tavsiye ediyorum. Hem iyi bir eğitim almış hem de büyük illerde okumuş olurlar. Meslek liselilerin sınavsız üniversiteye alınması ile ilgili kanun mecliste kabul edildi, ama nasıl yapılacağı konusu netleşmedi. Şu an alt yapısı oluşturulmaya çalışılıyor.
Tercihlerde bir diğer dikkat edilecek nokta sıralamanın istek sırasına göre yapılmasıdır. Bir bölümün puanı yüksek diye o bölüme öncelik tanınmamalıdır. Tercih listenizi mutlaka uzman bir kişiyle oluşturmaya çalışın. Ve her tercihinize "Bir alttaki bölüme girsem daha mı mutlu olurum?" sorusunu yönelterek karar verin. Eğer cevabınız olumluysa sıralamanızda bir problem var demektir.
Son olarak, iki yıllık (ön lisans) bir bölüm kazanıp dört ya da daha fazla yıllık bir bölüme geçmeyi planlayan arkadaşlara tavsiyelerim olacak. Eskiden iki yıllık bir bölümde belli bir başarıyı elde eden öğrenci, o bölümün devamı niteliğinde olan dört ve daha fazla yıllık (lisans) bir bölüme geçebiliyordu. Bu uygulama, yakın bir zamanda kaldırıldı. Artık DGS (Dikey Geçiş Sınavı) denilen bir sınav göz önünde tutularak bu geçiş yapılabiliyor. Kontenjanların az olması nedeniyle bu geçişin oldukça zor olduğunu belirtmemde fayda var.